Her Dem Taze
Yürüyeceğimiz Yol – Halk Bilgisi Mecmuası
Halk Bilgisi Mecmuası, Halk Bilgisi Derneği tarafından 1928 yılında çıkarılmış tek sayılık bir dergidir. 1927 yılında Ziyaeddin Fahri (Fındıkoğlu) ve Mehmet Halit’in (Bayrı) öncülüğünde bir grup aydın tarafından kurulan dernek bu mecmua ile yapacağı folklor araştırmalarının kapsam ve yöntemini açıklamayı hedeflemiştir. Dernek, aynı zamanda harf ve dil devrimine destek olmayı, dil ögesine önem vererek Türkçenin kaybolmuş özelliklerini ve cevherlerini ortaya çıkarmayı da amaç edinmiştir. Cumhuriyetin kuruluşuna denk gelen yılların fikir evrenini ve entelektüel yönelişlerini anlamak için önemli bir yere sahip olduğunu düşündüğümüz bu mecmuanın ilgililere ve bu alanda yapılacak çalışmalara ışık olmasını temenni ediyoruz.
Yüzyıllar Boyu Müzik ve Müzikbilime Değen Hanımelleri…
Prof. Ruhi Ayangil'in 8 Mart Dünya Kadınlar Günü vesilesiyle kaleme aldığı yazıyı sizlerle paylaşıyoruz: "Türk makam müziği ve halk müziği'nde bestecilikten icracılık ve müzikbilime kadar bir dizi alanda, kadın eliyle yaratılmış eserler hayli yekûn tutar. Birçoğu dehâ ve yoğun emek mahsûlü yüksek sanat ve bilim ürünü eserleri insanlık âlemine armağan edenlerden bazılarını hatırladığımızda, hanımelleriyle resmedilmiş gönenç tablosunun ne denli geniş ve renkli olduğu anlaşılır. Bestekârlık mesleğinin mücevher taşlarından ünlü Evcârâ peşrev ve saz semâisinin müellifi Dilhayat Kalfa ile Sabâ peşrevinin bestekârı Reftâr Kalfa'dan başlayarak, bestekâr sıfatıyla şöhret bulmuş ve mûsikî tarihinin sayfalarını tezyîn etmiş isimlerden başlıcalarını hatırlayalım."
Eugenia Popescu Judetz – “Tuna Boyunda Bir Düşün Peşinde”
8 Mart Dünya Kadınlar Günü vesilesiyle kaleme aldığı yazısında Doç. Dr. Cenk Güray, 2011 yılında aramızdan ayrılan hocası Eugenia Popescu Judetz'in hatırasını yâd etmektedir: "Kanımca Eugenia Popescu Judetz’in özellikle XVII. Yüzyıl sonrası Türk Müziği teorisi, kültürü ve Osmanlı müzik gelenekleri ile ilgisi ve bu alanda geliştirdiği istisnai uzmanlığın altında, çocukluk anılarının zihnine kadim Balkan kültürünün çok önemli bir rengi olarak kazıdığı “Türk kültürü” gelmektedir. Bu yüzden Judetz’in ana araştırma alanı Balkanlar’daki Osmanlı müzik tarihinden, Osmanlı’nın oluşturduğu kültürel etkileşim ikliminin tüm bileşenlerine doğru açılmıştır."
Kadın ve Müzik
Fazilet Bozkurt'un 8 Mart Dünya Kadınlar Günü vesilesiyle kaleme aldığı yazıyı sizlerle paylaşıyoruz: "Konfüçyus’a göre gökle toprak arasında bir güzelliğin terennümü olan müzik, insana Yaratıcı tarafından bahşedilen ilahi bir lütuftur. En derunumuzda bulunan, kimselere anlatamadığımız duygularımızı müzik vasıtasıyla dile getirir, onunla ruhumuzu aydınlatırız. Gönülden çıkan nağmeleri kulağımız değil ruhumuzdur duyan. İnsan yaşamında önemli bir yeri olan müziğin, cinsi latifin hayatındaki yerinin apayrı olduğu ise yadsınamaz. Bu nedenle ezgi en çok kadına yaraşır. Farklı kabiliyetlerle yaratılan kadın, ne kadar sınırlandırılsa da duvarlarını yıkarak ruhundaki güzellikleri, acıları, sevincini, aşkını, öfkesini nağmelere dökerek kendini ifade etmeyi başarır."
New York’ta Türkçe Şarkılar – Hikmet Feridun Es
Türk gazeteciliğinin ilgi çekici bir siması olan Hikmet Feridun Es’e (1909-1992) ait bu yazı, yazarın 1938 yılında yaptığı bir Amerika Birleşik Devletleri gezisi üzerine kaleme alınmıştır. Es, New York’ta bir tesadüf üzerine tanık olduğu “Türkiyeli gayrimüslim göçmenlerin ABD’deki müzik yayınları”nı bir gazeteci bakışıyla, ilginç bir olayı aktarmış olmak üzere okuyucularına sunarken, Türk müzikolojisi açısından da bu konunun en erken Türkçe belgesini yazıya dökmüş oluyor.
Türkiye’deki Türk Sanat Müziği Ses Sistemi – Gültekin Oransay
Türk Sanat Müziği ses sisteminde kullanılan arızasız sesler, 702 sentlik tam beşlinin yukarıya doğru eklenmesi ile bulunan perdelerin aynı oktava toplanmasıyla oluşur. Sesler arasındaki büyük ve küçük ikililer 204 ve 90 senttir. Çok nadir hallerde 70 ve 182 sentlik işaretlere de ihtiyaç duyulur. Türk müziğinde kullanılan bu aralıkları her derece için mümkün kılacak bir ses sistemini, bir oktavı belirli sayıda eşit aralıklara bölerek elde edemeyiz. Transpoze yapılınca daha da farklı seslere ihtiyaç duyulacaktır. Ses sistemini oluşturmak için, birbirinden bir büyük terz (386 sent) uzakta olan beşli zincirleri kullanılır.
Dârülelhân’ın İstikbali – Mahmut Ragıp Gazimihal
Mahmut Ragıp Gazimihal’in 1924 yılında, henüz Berlin’deki Stern Konservatuvarı’nda öğrenci iken Akşam gazetesine gönderdiği yazıların arasında bulunan bu makale, 1923 yılında İstanbul Şehremâneti’ne bağlanarak yeniden yapılandırılan Dârülelhân’ın öğrenci kabul esasları hakkında bazı önerileri içermektedir. O tarihte üç yıldır Avrupa’da müzik eğitimi için bulunmakta olan Gazimihal, kendi gözlemleri ve Avrupa’daki diğer konservatuvarlardaki uygulamalardan yola çıkarak, Dârülelhân’a öğrenci kabulunde nasıl bir yol izlenmesi gerektiğini anlatmaktadır.
Türk Mūsikīsinin Kısa Târihi – Mes’ud Cemil
Mes’ud Cemil Bey'in 1948 senesinde Ankara'da düzenlenen İngiliz-Türk Müzik Festivali için İngilizce olarak kaleme aldığı ve Taha Toros Arşivinden çıkartılan "A Short History of Turkish Music" başlıklı bu metin, Bâkî Enis Balakbabalar tarafından Türkçeleştirilmiş olup; metnin çevirisinde, Mes’ud Cemil’in müellifi olduğu, Uğur Derman’ın neşre hazırladığı, Kubbealtı Neşriyatı’nca 2011 senesinde basılan “Tanbūrî Cemil'in Hayâtı” kitabındaki imlâ, telâffuz ve kelime tercihleri dikkate alınmıştır.