Dr. Zeynep Yıldız Abbasoğlu [1]
Leiden Üniversitesi Kütüphanesi, aslında uzun zamandır doğu yazmaları açısından öneminin farkında olduğum, ancak hakkında yeterince bilgi sahibi olmadığım bir kütüphane idi. Burada bulunan bazı Türk Müziği yazmalarının künyesini not almış ve ilerde fırsat olursa bunlar üzerinde çalışmak istemiştim. Ancak buraya gelmeye karar vermem, Leiden Üniversitesi’nin Institute for Area Studies: Asia & Middle East bölümündeki bir projeden haberdar olmamla başladı: “Turks, texts and territory: Imperial ideology and cultural production in Central Eurasia” (Türkler, metinler ve bölgeler: Orta Asya’da emperyal ideoloji ve kültürel üretim). Aslında o sırada, yüksek lisans tezimde çalıştığım, 14.yy’da Isfahan’da yazılmış bir müzik risalesi olan, Kenzü’t-Tuhaf’ı teorik içeriğinin ötesinde, kültürel altyapısı ve yazıldığı bölgenin ve dönemin ideolojik ve sosyal özellikleri bağlamında incelemeyi hedeflemiştim. Bu projeye rastladığımda ise, Kenzü’t-Tuhaf için düşündüğüm incelemenin daha büyük ölçekte ve tarihsel bir perspektifte gerçekleştirildiği izlenimini edindim.
Leiden’deki projenin geniş kapsamını bir nebze daraltmak ve tarihi anlamda bazı önemli bölgelere dikkat çekmek için, başlangıçta İpek Yolu üzerindeki beş şehir üzerinde konuyu inceliyorlardı: Konya, Tebriz, Semerkant, Kaşgar ve Gazne. Ne yazık ki Kenzü’t-Tuhaf’ın yazılmış olduğu şehir, bu bölgelerde değildi. Ancak ben kendi çalıştığım müzik tarihi dönemini, kültürel/sosyal tarih çalışmalarıyla birlikte ele almak ve bunu, sadece Osmanlı tarihinin değil, İran ve Orta Asya tarihinin de başarılı çalışmalarla incelendiğini düşündüğüm bir yerde, Leiden Üniversitesi’nde geliştirmek üzere, aynı dönemlerde yazılmış başka metinlere odaklanmaya karar verdim.
Projenin kapsamında olan şehirler, bir müzik araştırmacısı olarak aklıma elbette Meragi’yi getirdi. Hakkında hem modern öncesi devletlerin müzik çevrelerinde, hem de modern ulus-devletlerin müzik politikaları kapsamında bolca söz söylenmiş, yazdığı hemen bütün eserler çeşitli ülkelerde farklı araştırmacılar tarafından incelenmiş, dönemin en meşhur müzisyeni ve teorisyeni Meragi, benim doktora tezimin de bir parçası olarak ilgi alanımdaydı.[2] Belki projemi oluştururken yola çıkış eseri olmasını planladığım Kenzü’t-Tuhaf’tan önce, hem günümüze ulaşan daha çok eseri, hem de hakkında daha çok bilgi bulunan, tarihi ve efsanevi bir figür olarak Meragi üzerinde çalışmak, projemi daha nitelikli ve amacına uygun hale getirebilirdi. Bu yüzden Meragi’yi sözü geçen bağlamlarda yeniden okumaya ve incelemeye başladım ve tahmin ettiğim gibi elimde bolca malzeme ve soruyla baş başa kaldım. Bu malzeme ve soruları bir araya getirip, “Music Production in the 14th Century Jalayirid and Timurid Courts: The Life and Legacy of Abd al-Qadir Maraghi” (14. Yy Celayirli ve Timurlu Saraylarında müzik üretimi: Abdülkadir Meragi’nin Hayatı ve mirası) başlıklı bir çalışma planı hazırladım ve bana bir fikir vermesi için projenin yürütücüsü olan Gabrielle van den Berg’e mail attım. Aldığım cevap oldukça olumluydu. Araştırma konumu ilginç buldu ve benim üniversiteye Visiting scholar (ziyaretçi araştımacı) olarak gelip projeye katkıda bulunmamdan memnuniyet duyacağını belirtti.
Gabrielle van den Berg ile yaptığımız bu konuşmadan sonra, üniversite ile yazışmalar başladı. Araştırma teklifi (Proposal), niyet mektubu (Cover Letter) ve referans mektuplarım ile resmi başvurumu yaptım, çok geçmeden olumlu cevap aldım. Üniversite’nin yabancı öğretim üyeleri ve araştırmacılar ile ilgilenen bir ofisi, bana Hollanda vizesi almamdan başlayarak, Hollanda’ya gittikten sonraki oturum işlemleri ve diğer resmi işlerde yardımcı oldu. Böylece Leiden Üniversitesi’ndeki maceram başlamış oldu.
Leiden Üniversitesi Akademik binalarının bulunduğu Rapenburg caddesi. Solda Leiden Üniversitesi Kütüphanesi’nin ilk binası olan ve meşhur Botanik Bahçesi’ne de geçiş yapılabilen Academiegebouw binası var. (Fotoğraf Z.Y.Abbasoğlu, Ekim 2017)
Hollanda’nın küçük ve bir o kadar şirin şehri Leiden, tarih boyunca neredeyse hiçbir değişime uğramamış küçük ve sevimli binalar arasında dolaşan kanalları ve köprüleriyle, sizi daha ilk gezintinizde tarihin kucağına atıyor. Leiden Üniversitesi ve Kütüphanesi’nin de en az bu şehir kadar sevimli ve araştırmacılara kucak açan bir ortamı var. Bu kütüphanenin, özellikle çeşitli ülkelerden, Doğu yazmaları üzerine çalışan araştırmacılar arasında oldukça popüler olması, boşuna değil.
Leiden Üniversitesi’nde Doğu dilleri ve edebiyatı üzerine çalışmalar 16.yy’a kadar uzanıyor. Bu çalışmaları başlatan ve günümüze dek korunan yazmaların ilk sahipleri olan beş isimden özellikle bahsetmek istiyorum. Joseph Scaliger (1540-1609), doğu yazmalarını toplama tutkusuyla meşhur ve Leiden Üniversite Kütüphanesi’ndeki oryantal yazmaların önemli bir kısmını oluşturan bir koleksiyon bırakmış. Bu koleksiyonu takiben, Leiden’de Arap tarihi ve kültürü üzerine çalışmalar hız kazanmış ve bu alandaki çalışmalarıyla tanınan ilk akademisyen Franciscus Raphelengius (d. 1597) olmuş. Onu takiben, Arap dili üzerine çalışmalar yapan iki önemli araştırmacı, Thomas Erpenius (d. 1667)’un yazdığı Arapça gramer kitabı ve Jacobus Golius (d. 1667)’un yazdığı Arapça-Latince sözlük, 19.yy’a kadar bütün Avrupa’da Arapça’nın temel metinleri olarak okunmaya devam etmiş.
Josephus Justus Scaliger (1540-1609)’in portresi. Bu tablo, 1608 tarihli ve Leiden Üniversitesi, Senato Odası’nda asılı bulunuyor. Scaliger’in masasındaki Arap harfli yazma dikkat çekici.
Osmanlı yazmaları ve tabi ki Leiden’deki doğu yazmaları açısından çok önemli ve ilgi çekici bir isim olan Levinus Warner (1616-1665), Leiden’de Doğu dilleri konusunda eğitim aldıktan sonra, 1645 yılında İstanbul’a gitmiş ve Hollanda elçiliğinde önce sekreter ve çevirmen, daha sonra ise diplomat olarak görev yapmış ki bu sırada, çok büyük miktarda doğu yazmasını bir araya getirmiş. 1665 yılında İstanbul’da vefat eden ve yazma eser koleksiyonu vasiyeti gereği İstanbul’dan gemilerle Leiden’e getirilmiş olan Warner’in bu yazmaları halen Leiden Üniversitesi Kütüphanesi’ndeki doğu yazmaları arasında büyük bir payın sahibi. Warner’le ilgili Osmanlı müzik tarihçileri açısından önemli bir bilgi daha var ki o da, meşhur İstanbul musikişinası Ali Ufkî’yi (Albert Bobowski, d.1675) İncil’i tercüme etmesi için görevlendirmiş olması.[3] Bu bilgiden, ikisinin tanıştığı ve bazı alışverişlerde bulundukları tahmin edilebilir. Warner’in koleksiyonu içinde en büyük payı ise, İstanbul’da 1657’deki ölümünden sonra özel kütüphanesinin tamamı bir arkadaşı aracılığıyla Warner’e geçmiş olan, Kâtip Çelebi’nin mirası oluşturuyor. Leiden Üniversitesi Kütüphanesi Doğu Yazmaları koleksiyonu bugün 30.000 yazmanın ev sahibi. Bu koleksiyon aynı zamanda, Warner’a ithafen, Legatum Warnerianum (Warner’in mirası) olarak da biliniyor.
Bütün bu koleksiyonun büyük bir özenle korunduğu ve araştırmacıların hizmetine sunulduğu Leiden Üniversitesi Kütüphanesi, bugün Leiden’deki üçüncü binasında bulunuyor. İlk binası, kiliseden çevrilen ve bugün hala Leiden Üniversitesi’nin akademik törenlerine ev sahipliği yapan, Hollandaca ismiyle, Academiegebouw. Bu bina, 1587-1595 yılları arasında kütüphane olarak kullanıldıktan sonra, bugün “Old Library” olarak bilinen ve hala üniversitenin çeşitli ofislerine ev sahipliği yapan başka bir binaya taşınmış. 1983 yılına kadar bu binada hizmet verdikten sonra, 1983 yılında, Bart van Kasteel (ö.1988) adlı bir mimar tarafından özellikle kütüphane için tasarlanan yeni binalarına geçmiş. Kütüphane bugün halen bu yeni ve kullanışlı binasında hizmet veriyor.
Leiden Üniversitesi Kütüphanesi’nin 1610 yılında kiliseden çevrilmiş ilk binasının içinden bir çizim.[4]
Kütüphanede olmadığım günlerde, kütüphane ile yan yana bulunan ve aynı mimaride, içinde ofislerin bulunduğu Matthias de Vrieshof binalarında çalışabileceğim söylenmişti. Bu dört binanın hemen ortasındaki avluda, her iki bina arasına bir mısra denk gelecek şekilde Ömer Hayyam’ın bir rubaisi İngilizce olarak yazılmış.[5] Leiden’de binaların duvarlarına çeşitli dillerden şiirler yazılması zaten çok yaygın. Ancak özellikle bu binaların ortasındaki avluyu çevreleyen şiiri okuyup Ömer Hayyam imzasını gördüğümde oldukça heyecanlandığımı belirtmeliyim. Leiden Üniversitesi’ni Doğu araştırmacıları için çekici ve ayrıcalıklı kılan şeylerden biri de bu incelikler sanırım.
Leiden Üniversitesi Mathias de Vrieshof binalarının birincisi ve dördüncüsü arasında kalan mısra: “Nor all thy Tears wash out a Word of it: Ne kadar gözyaşı döksen de, yazılanı silemezsin…” (Fotoğraf: Z.Y.Abbasoğlu, Mart, 2018)
Leiden Üniversitesi nadir eserler (Special collections) bölümünde yazmaları incelemek için, öncelikle Kütüphane’ye giriş izniniz olması, bunun için de bir kütüphane kartınız olması gerekiyor. Öğrencilerin veya araştırmacıların sahip olduğu üniversite kimlik kartı (LU Card), kütüphane kartı olarak da kullanılabiliyor. Üniversiteyle bir bağı olmayan ziyaretçiler ise, yıllık belli bir ücret ödeyerek kütüphane kartı edinebiliyorlar. Bu karta istediğiniz miktar para yükleyip, üniversite içindeki fotokopi, yazıcı ve tarama makinelerini ücret karşılığında kullanabiliyorsunuz. Üniversiteye bağlı araştırmacıların kartlarına ise her hafta otomatik olarak belli bir miktar yüklenmiş oluyor.
Kütüphanenin üçüncü katında bulunan nadir eserler bölümüne girmeden önce, dışarıdaki dolaplara dış kıyafetlerinizi ve çantanızı bırakmanız isteniyor. Yanınıza alabileceğiniz şeyler: kılıfsız bilgisayar, fotoğraf makinesi, telefon, not defteri ve kalem. İçeri girdiğinizde, girişteki deftere isminizi, varsa personel numaranızı, oturduğunuz şehri ve çalışma alanınızı yazıp imzalamanız gerekiyor. Bu defteri, her girişinizde tekrar doldurmak zorundasınız.
Nadir Eserler bölümündeki bir eseri, okuma odasında incelemenin yolu ise şöyle: Öncelikle bakmak istediğiniz eserin envanter numarasını bulmalısınız. Leiden Üniversitesi Kütüphanesi için bu konuda çeşitli kataloglardan yararlanmak mümkün. Kütüphanenin resmi sitesindeki çevrimiçi katalogda tarama yapılabilir.[6] Ancak bu katalog bütün eserleri içermiyor. Jan Schimth’in 4 ciltten oluşan Catalog of Turkish Manuscripts in the Library of Leiden University adlı kataloglama çalışması, kütüphanedeki Türkçe kaynaklar üzerinde araştırma yapacak olanlar için gerçek bir hazine.[7] Bunun dışında J.J.Witkam’ın çevrimiçi kataloglama projesi, Arapça ve Farsça yazmalar için güncel ve nitelikli bilgiler içeriyor.[8] Arapça kaynaklar için ayrıca Petrus Voorhoeve’ın 1957 yılında yayınladığı kataloğu yardımcı olabilir.[9] Bu kataloglar, hem görmek istediğiniz eserin envanter numarasını bulmanız için, hem de kütüphanede bulunan eserlerin künyelerini görebilmeniz için size rehberlik edebilir.
Kataloglardan envanter numarasını bulduğunuz eseri, kütüphanenin çevrimiçi kataloğuna hesabınızla giriş yaptıktan sonra, internet üzerinden talep etmeniz gerekiyor. Talep ettiğiniz eser, hafta içi 16.00’dan önce istediyseniz, yaklaşık yarım saat sonra, 16.00’dan sonra istediyseniz ertesi sabah hazır oluyor. Kartınızı teslim edip, bir kâğıt imzalayarak eseri okuma salonunda incelemek üzere ödünç almış oluyorsunuz. Eğer aynı gün içinde incelemeniz bitmediyse, günün sonunda eseri teslim ederken, ertesi gün de incelemeye devam etmek istediğinizi belirtmeniz yeterli.
Bir yazmayı okuma salonunda incelerken, mümkün olduğunca az zarar görmesi için, yastık üzerinde okumanız ve kenarlarının kalkıp kitabın kapanmasını önlemek için de kadife kaplı zincirlerden yararlanmanız gerekiyor. Yazmanın fotoğraflarını çekmenize izin var, yalnız bu fotoğrafları yayınlamak resmi bir izne ve telif ücretine tâbi. Ayrıca, yine belli bir ücret karşılığında yazmaların dijital kopyalarını talep etmeniz de mümkün.
Benim Leiden Üniversitesi Kütüphanesi’nin Nadir Eserler bölümünde incelediğim ilk yazma, benim gibi 14.-15.yy müzik tarihi çalışan araştırmacıların çok iyi bildiği, or.271 numaralı, İstanbul’da istinsah edilmiş ve Warner’ın mirası sayesinde koleksiyona dâhil olmuş, Kenzü’t-Tuhaf, Makasidu’l-Elhan gibi eserleri içeren muhtasar kitap oldu. İstanbul’da iken, bu kitabın içinde yer alan Kenzü’t-Tuhaf’ın siyah-beyaz bir dijital kopyasını kütüphaneden satın almıştım ve dolayısıyla inceleme imkânım olmuştu. Buna rağmen, kitabın orijinali ellerimdeyken duyduğum heyecan elbette tarif edilemez.
Leiden or.271 numaralı yazmanın ilk sayfası. Bu sayfada, eserin Warner koleksiyonuna ait olduğuna dair bir etiket de bulunuyor.
Kütüphanede bulunan, müzikle ilgili diğer bir nazari eser, çeşitli kaynaklarda Meragi’ye ya da Safiyüddin Urmevi’ye ait olduğu iddia edilen ve Kitab-ı Edvar ya da Ruhperver adlarıyla bilinen or.1175 numaralı yazma. Bu eserin 17.yy’da yazılmış olduğu, Süreyya Agayeva’nın çalışmasında ortaya çıkmıştı.[10] Nitekim yine Warner koleksiyonuna ait olan bu yazma da Leiden’a İstanbul’dan gelen yazmalar arasında.
Kütüphane, yine İstanbul’dan geldiği anlaşılan önemli bazı ayin mecmualarına ve Nayi Osman Dede’nin Miraciye’sinin güftesini içeren mecmualara da ev sahipliği yapıyor. Bu mecmuaların çoğu, ünlü Alman şarkiyatçı Franz Taeschner (1888-1967) ile ilişkili. Taeschner, uzun süre Münster Üniversitesi Şarkiyat Kürsüsü’nde çalışmış olup, din, edebiyat, tarih, hukuk, müzik vb. konuları da kapsayan, bazı Arapça ve Farsça kitapların yanında ağırlıklı olarak Osmanlıca eserlerden meydana gelen çok önemli bir yazma koleksiyonuna sahipmiş ve 1970’te bu koleksiyonun 131 el yazması Leiden Üniversitesi Kütüphanesi’ne satılmış. 2006 yılında Jan Schmidt’in hazırladığı Türkçe Yazmalar Kataloğu’nda bu koleksiyon da yer alıyor. Koleksiyonda yer alan güfte mecmuaları, özellikle bu alanda çalışan araştırmacılar tarafından daha ileri bir incelemeyi hak ediyor.
Franz Taeschner (1888-1967) [11]
Sonuç olarak, Leiden Üniversitesi, yazmalar üzerinde çalışan bir Türk müziği araştırmacısı olarak bana tarihin derinliklerinden çıkıp günümüze uzanan bir şehirde, uzun zamandır aradığım rahat çalışma ortamı ve oldukça geniş arşivinin yanında, önemli bir projede çalışma imkânı verdi. Üniversitede çalıştığım projenin ayrıntılarını ve katıldığım bazı etkinliklerle ilgili izlenimlerimi, bu yazının ikinci bölümüne bırakıyorum.
[1] Visiting Scholar, Leiden University, Institute for Area Studies: Asia & Middle East
[2] Zeynep Yıldız Abbasoğlu, 15.yy Herat Müzik Ekolü ve Benai’nin Risale-i Musiki’si, Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Basılmamış Doktora Tezi, İstanbul, 2015.
[3] Bu tercümenin bir kopyası, Amsterdam University Library, Hs. VI H 2 numarada bulunuyor. Ayrıntılı bilgi için bkz. Jan Schmith, Catalogue of Turkish Manuscripts in Library of Leiden University and Other Collections, s.12.
[4] Woudanus in Stedeboeck der Nederlanden, Willem Blaeu, Amsterdam, 1649
[5] 1859’da Edward Fitzgerald tarafından İngilizce’ye çevrilmiş olan ve dört binanın ortasındaki avlunun çevresini süsleyen mısralar şöyle: “The Moving Finger writes; and, having writ, /Moves on: nor all thy Piety nor Wit /Shall lure it back to cancel half a Line, /Nor all thy Tears wash out a Word of it. (Ömer Hayyam)”
[6]http://catalogue.leidenuniv.nl/primo_library/libweb/action/search.do?mode=Basic&vid=UBL_V1&tab=special
[7] Jan Schmidt, Catalogue of Turkish manuscripts in the Library of Leiden University and other collections in the Netherlands: comprising the acquisitions of Turkish manuscripts in the seventeenth and eighteenth centuries, Leiden University Library, 2000.1.c.; Catalogue of Turkish manuscripts in the Library of Leiden University and other collections in the Netherlands: comprising the acquisitions of Turkish manuscripts in Leiden University Library between 1800 and 1970, Leiden University Library, 2002.2.c.; Catalogue of Turkish manuscripts in the Library of Leiden University and other collections in the Netherlands: comprising the acquisitions of Turkish manuscripts in Leiden University Library between 1970 and 2003, Leiden University Library, 2006.3.c.; Catalogue of the Turkish manuscripts in the Library of Leiden University and other collections in the Netherlands: minor collections, Brill, Leiden, 2012.
[8] http://www.islamicmanuscripts.info/
[9] Petrus Voorhoeve, Handlist of Arabic Manuscripts in the Library of the University of Leiden and Other Collections in the Netherlands, Bibliotheca Universitatis, 1957.
[10] Ayrıntılı bilgi için bkz. Agayeva, Suraya ve R. Uslu. Ruhperver: Bir XVII. Yüzyıl Müzik Teorisi Kitabı, Ürün Yayınları, Ankara 2008.
[11] Hedda Reindl-Kiel, “Franz Taeschner”, Türkiye Diyanet Vakfı, İslam Ansiklopedisi, c.39, ss.368-369, İstanbul, 2010
Yorum Bırak